13 Temmuz 2025 - Pazar

Kıyı Hakkı Betonla Gömülürken Kimse Kıpırdamıyor!

Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “Alanya’nın Avsallar bölgesi Otel” hakkında

Yazar - Taner Şahin
Okuma Süresi: 5 dk.
Taner Şahin

Taner Şahin

-
Takip EtGoogle News

Antalya’nın nefes borusu olan kıyılar, gözümüzün önünde, herkesin gözü önünde parça parça işgal ediliyor.

Halkın anayasal hakkı olan sahiller, lüks otellerin arka bahçesine, özel iskelesin, VIP plajına dönüştürülüyor.

Bu işgaller artık münferit değil; planlı, sistemli ve çok açık bir şekilde korunuyor.

Sadece sessizlikle değil, kurumların etkisizliğiyle vurdumduymazlığıyla ve kimi zaman suskunluğu bir tür onay gibi kullanan yapısıyla.

Alanya’nın Avsallar Mahallesi’nde yaşanan olay, bu çürümüş sistemin sadece bir örneği.

11 Şubat 2025’te başlayan ve bugün itibarıyla tamamlanmış olan bir çevre suçu, tam bir aydır tüm kamu kurumlarının gözü önünde işleniyor.

Denizin içine kaya ve toprak dökülerek 100 metrelik yasadışı bir iskele yapılmış durumda.

Plaj, kamuya ait olmaktan çıkmış, bir otele özel hale getirilmiş.

Ve bütün bunlar olurken devlet seyirci kalmış.

Bu Kurumlar Ne İşe Yarar?

Bu yazının amacı, doğrudan ve net şekilde sorumluları hatırlatmaktır.

Çünkü vatandaş görevini yapmış, ihbar etmiş, dilekçe vermiş, şikâyet etmiş ısrarla takip etmiş.

Ama gelin görün ki kamu kurumları görevini yapmamış.

O halde tek tek sormak zorundayız:

Antalya Valiliği:

Sayın Valim kentin kıyılarını kim koruyacak?

Anayasa’ya göre kıyılar halkındır.

Devletin en üst düzey yerel yöneticisi olarak, sizin göreviniz anayasanın uygulanmasını sağlamak değil mi?

Kamu arazisi bu kadar pervasızca işgal edilirken Valilikçe gerekli işlemler neden yapılmıyor?

Antalya Jandarma İl Komutanlığı:

O inşaat makineleri çalışırken deniz doldurulurken vatandaş jandarmaya ihbarda bulunuyor.

Ama sonuç yok.

Askeri disipliniyle tanınan bir kurum bu hukuksuzluk karşısında neden harekete geçmiyor?

Kamu düzeni ancak otellere mi uygulanıyor?

 

Alanya Kaymakamlığı:

Vatandaş yazılı şikâyet ediyor.

Ardından özel kalem müdürlüğünü arıyor.

Ama bir ay boyunca tek bir net adım atılmıyor.

Kaymakamlık yasa dışı yapılaşmaya göz yumamaz.

Bu suskunluk vatandaşın devlete olan inancını sarsıyor.

Antalya Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü:

Çevre suçu denince akla ilk gelen kurum sizsiniz.

Yasa dışı dolgu yapılıyor, ekosistem bozuluyor, deniz yaşamı tehdit altına giriyor.

Peki siz ne yapıyorsunuz?

“Yetki başka kurumda” demek, vicdani bir gerekçe değil. Siz susarsanız doğa ölür.

Alanya Belediyesi:

Zabıtanız gelip makineleri durduruyor, ama siz gittikten 45 dakika sonra inşaat devam ediyor.

Üç üst düzey yetkilinizle konuşuyoruz, “geri döneceğiz” diyorsunuz, dönüş yok.

Sorumluluk almak yerine topu başka birime atmak, kamu ciddiyetine yakışmıyor.

Bir belediye, kendi sınırları içindeki çevre talanına ancak bu kadar duyarsız kalabilir.

Otellerin Devleti mi, Halkın Devleti mi?

Otel yönetimi ise bizlere “Bu iskele yıllardır var, sadece yenileniyor” diyor.

Ama ortada açık bir yalan var. Uydu görüntüleri net: İskele birkaç ay önce yoktu.

Bugün var.

Yeni yapıldı.

Otel, izin belgesi olduğunu söylüyor ama göstermeyeceklerini belirtiyor.

Böyle bir cüret ancak cezasızlıkla mümkün olur.

Ve şimdi vatandaşın sorusu şu: Bizim devletimiz kimden yana?

Herkesin kullanabildiği sahiller artık bariyerlerle, güvenliklerle, “özel alan” tabelalarıyla çevriliyor.

Üstelik oteller bunu bir sezonluk değil, kalıcı olarak yapıyor.

Önce geçici bir iskele kuruyorlar, sonra onu büyütüp betonlaştırıyorlar.

Bugün Avsallar yarın Konyaaltı, sonra Side, Kemer, Belek...

Halkın Kıyı Hakkı Gasp Ediliyor

Sadece kıyıya ulaşmak değil mesele.

Burada bir yaşam biçimi yok ediliyor.

Deniz canlıları kayaları, kumları, doğal akıntılarıyla birlikte yaşıyor.

Siz orayı betonla doldurursanız sadece sahili değil, ekosistemi de öldürürsünüz.

Üstelik kamu malını gasp eden bir zihniyetin önünü açarsanız bu ülkenin hiçbir kıyısı güvence altında kalmaz.

Bugün kamunun sesini duymayanlar yarın mahkemelerin kapısında cevap vermek zorunda kalacak.

Zira bu yapılan işgaldir. Hem hukuki hem vicdani hem çevresel bir suçtur.

Kurumları Göreve Çağırıyoruz!

Buradan bir kez daha Antalya Valiliği’ni, Antalya Jandarma İl Komutanlığı’nı, Alanya Kaymakamlığı’nı, Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nü ve Alanya Belediyesi’ni açıkça ve net şekilde göreve çağırıyoruz.

Bu olay yalnızca bir mahallenin değil tüm Türkiye’nin meselesidir.

Kıyılar turizm patronlarına değil halka aittir.

Eğer görevler yerine getirilmezse bu ihmal değil, görev suçu olur.

Gereğini yapmayanlar yalnızca çevreye değil, Anayasa’ya da ihanet ediyor demektir.

Sahiller halkındır, halka kalmalıdır.

Susmayacağız. Unutmayacağız.

Takipte olacağız.

#SahillerHalkındır
#BetonaKarşıDeniziSavun
#GöreviniziYapın

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.