Antalya Sahillerine Yaz Geldi, Sorunlar Yeni Değil

Yaz ayları, Antalya için yalnızca sıcakların başlaması değil; aynı zamanda dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin şehre akın etmesi demektir.

Altın gibi parlayan güneşi turkuaz denizi ve göz alıcı plajlarıyla Antalya turizmin gözbebeği olmaya devam ediyor.

Ancak güzelliğiyle övündüğümüz bu sahillerde, yıllardır süregelen bazı sorunlar her yaz kendini tekrar ediyor.

Üstelik çözülmek bir yana, derinleşiyor.

Bugün bu köşede Antalya sahilleriyle ilgili gözlemlerimi ve halktan gelen şikâyetleri masaya yatırmak istiyorum.

PLAJ FARELERİ GERİ DÖNDÜ

Evet, yanlış duymadınız.

Yaz sezonu açıldı, plaj fareleri yani kapkaççılar da sahaya indi.

Eskiden bu tür olaylar münferit olurdu.

Artık sistematik bir hale geldiği yönünde ciddi şikayetler alıyoruz.

Özellikle Konyaaltı ve Lara gibi kalabalık plajlarda turistlerin ve halkın en büyük korkusu: “Acaba eşyalarım çalınır mı?”

Hatırlayanlar bilir bir dönem Antalya Büyükşehir Belediyesi, halk plajlarına güvenlik görevlileri yerleştirirdi.

Emniyet Müdürlüğü yazlık üniformalı polislerle sahilleri devriye gezdirirdi.

O zamanlar insanlar rahatça denize girer çocuklarını oynatır, bir nebze huzurla tatilin keyfini çıkarırdı.

Bugün ise tablo oldukça farklı.

Plajlarda bir kişi denize girerken diğeri başında bekliyor.

İnsanlar tatil yapmak için geldikleri bu güzel şehirde hırsızlıktan korunmak için nöbet tutar hale geldi.

Bu durum ne yerli turisti ne de yabancı misafiri memnun ediyor.

Antalya gibi dünya çapında bilinirliğe sahip bir destinasyon için bu manzara ne yazık ki büyük bir itibar kaybıdır.

ŞİFRELİ DOLAPLAR NEREDE?

Bu güvenlik sorununa karşı çözüm ise aslında oldukça basit ve uygulanabilir: Duvara montajlı şifreli dolaplar.

Avrupa’da hatta komşu Yunan adalarında bile neredeyse her plajda görebileceğiniz bu sistem, Türkiye’de hala neden yaygınlaşmadı?

Antalya Büyükşehir Belediyesi veya ilçe belediyeleri, belirli halk plajlarına bu dolapları yerleştirirse hem güvenlik hissi artar hem de turistin konforu sağlanır.

Bu kadar basit bir önlemin yıllardır hayata geçirilmemiş olması düşündürücü.

SAHİLLER TAŞLIK, PLATFORMLAR YOK

Antalya’nın bazı sahilleri kum değil, taşlık.

Bu durum özellikle yaşlılar, çocuklar ve ortopedik sorunu olan bireyler için denize girmeyi neredeyse eziyete çeviriyor.

Ayaklar kesiliyor, dengede durmak zorlaşıyor.

Halbuki basit bir düzenlemeyle sahillere yerleştirilecek ahşap platformlar bu sorunu çözebilir.

Antalya gibi turizmden milyarlarca lira gelir elde eden bir şehirde bu tarz basit altyapı eksiklikleri kabul edilemez.

SOYUNMA KABİNLERİ YETERSİZ

Bir diğer şikâyet konusu da soyunma kabinlerinin yetersizliği.

Kalabalık günlerde kabin sıraları oluşuyor.

Turistler hijyenik olmayan ortamlarda üst değiştirmek zorunda kalıyor.

Kabin sayısının artırılması, belediyelerin en temel sorumluluklarından biri olmalı.

Zira plaj hizmeti sadece cankurtaran koymakla bitmiyor.

TURİSTİN AĞZINDAN TAKSİ SORUNU: “MAFYA GİBİ ÇALIŞIYORLAR”

Yalnızca plajlar değil, Antalya'nın şehir içi ulaşımı da ciddi bir güven kaybı yaşıyor.

Son günlerde sosyal medya platformlarında paylaşılan videolarda özellikle Fransız, Alman ve Rus turistler, Antalya’daki taksi sistemini “mafya düzeni” olarak tanımlıyor.

Bazı taksicilerin taksimetre açmadığı, yağmurlu havalarda kısa mesafelere gitmeyi reddettiği ve yüksek fiyat taleplerinde bulunduğu açıkça ifade ediliyor.

Bu iddialar yalnızca bireysel şikâyet değil, Antalya’nın marka değerine doğrudan zarar veren ciddi sorunlardır.

Turist Antalya’dan dönerken memnun değilse sosyal medyada olumsuz yorumlar yayıldığında sadece bireyler değil, şehir kaybeder.

ÇÖZÜM MÜ? İRADE, DENETİM VE VİZYON

Antalya bir dünya markası olabilir ama bu vizyon, sahadaki detaylarla desteklenmek zorunda.

Plajlarda güvenlik, şifreli dolaplar, platformlar, soyunma kabinleri ve taksi sistemi gibi görünen küçük ayrıntılar, aslında büyük bir bütünün yapı taşlarıdır.

Yetkililerden ricamız şudur:

Turizmi sadece rakamlardan ibaret görmeyin.

Gelen turistin güvenliğini, huzurunu ve memnuniyetini sağlamak, en az onları ülkeye getirmek kadar önemlidir.

Çünkü bir turist bir kez gelir, ama memnun kalırsa onlarcasını da getirir.

Aynı şekilde mutsuz ayrılan bir turist yüzlercesinin gelmesini engeller.

Antalya hepimizin ortak değeri.

Onu korumak geliştirmek ve daha yaşanabilir hale getirmek için artık bazı şeylerin değişme vakti geldi.

Çünkü güzel şehirler yalnızca doğal güzellikleriyle değil, insan eliyle kurduğu düzenle de yaşanılır olur.