Galataport İstanbul’a Dünya Çapında Mükemmellik Ödülü
CTBUH tarafından “Urban Habitat – Award of Excellence” ödülüne layık görüldü

CTBUH tarafından “Urban Habitat – Award of Excellence” ödülüne layık görüldü
Sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve tarihi dokuyu koruma vizyonuyla hayata geçirilen Galataport İstanbul, bir kez daha uluslararası arenada adından söz ettirdi. Proje, dünyanın en prestijli yapı ve şehircilik kurumlarından biri olan The Council on Tall Buildings and Urban Habitat (CTBUH) tarafından düzenlenen global ödül programında, “Urban Habitat” kategorisinde “Award of Excellence” ödülüne layık görüldü.
Toronto’da gerçekleştirilen CTBUH 2025 International Conference kapsamında düzenlenen törende ödül, Galataport İstanbul adına İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Tavas ve Proje Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ali Pusat tarafından teslim alındı.
Küresel Bir Başarı Daha: Türkiye’nin Dünyaya Açılan Limanı
Her yıl dünya genelinde kentsel yaşam kalitesini yükselten projeleri ödüllendiren CTBUH’un bu prestijli ödülü, Galataport İstanbul’un sosyal, çevresel ve mimari sürdürülebilirlik vizyonunu bir kez daha uluslararası ölçekte tescillemiş oldu.
Proje; yenilikçi inşa süreci, tarihi dokuyu koruyan restorasyon yaklaşımı, erişilebilir kentsel tasarımı ve çevre dostu uygulamalarıyla “kentsel habitat” alanında örnek gösterilen projeler arasında yer aldı.
CTBUH’un değerlendirme kriterleri arasında, sürdürülebilir yaşam alanlarının yaratılması, kentsel dokunun güçlendirilmesi ve toplumsal fayda üretimi öne çıkıyor. Galataport İstanbul bu alanların tamamında örnek bir dönüşüm modeli olarak öne çıktı.
Uluslararası Ödül Koleksiyonuna Bir Yenisini Ekledi
Galataport İstanbul’un bu ödülü, daha önce aldığı MAPIC “Best Urban Regeneration Project”, Seatrade Cruise Awards “Port of the Year”, MedCruise “Environmental Responsibility Award” ve Sign of the City “En İyi Karma Kullanımlı Proje” gibi uluslararası başarıların devamı niteliğinde.
Bu ödüller, projenin sadece mimari bir dönüşüm değil, aynı zamanda İstanbul’un yeniden tanımlanan sahil yaşamının sembolü olduğunu ortaya koyuyor.
Tarihi Limandan “Yaşayan Şehir Alanına”
Toplam 1,7 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirilen Galataport İstanbul, Boğaz kıyısında 1,2 km’lik sahil şeridinde konumlanıyor.
Proje; erişilebilir, düşük katlı yapılar, mahalle konseptli mimari, kamusal açık alanlar, müze, sanat, gastronomi ve alışveriş deneyimlerini bir araya getirerek İstanbul’un kalbinde yaşayan bir şehir merkezi yarattı.
Projenin en dikkat çekici özelliklerinden biri, dünyanın ilk yer altı kruvaziyer terminali.
İstanbul’un tarihi sarnıçlarından ilhamla tasarlanan, Red Dot tasarım ödüllü bu terminal, 176 adet hidrolik kapak sistemiyle çalışıyor. Bu sistem sayesinde gemi yanaştığında geçici bir gümrüklü alan oluşturulabiliyor; gemi ayrıldığında ise Karaköy’ün sahil hattı yeniden halkın erişimine açılıyor. Böylece, 19. yüzyıldan bu yana kapalı olan Karaköy sahili yeniden İstanbulluların yürüyüş rotası haline geldi.
Terminalin 29 bin m²’lik alanı ve aynı anda üç kruvaziyer gemiyi ağırlayabilen kapasitesi ile günlük 15 bin yolcu ağırlanabiliyor. Bu da Galataport’u, Akdeniz ve Karadeniz kruvaziyer hattının en önemli merkezlerinden biri haline getiriyor.
Sürdürülebilirlikte Avrupa’nın En Büyüklerinden
Galataport İstanbul, LEED Platinum sertifikasına sahip Avrupa’nın en büyük ikinci projesi konumunda.
Projede kullanılan özel deniz suyu soğutma sistemleri, atık yönetim protokolleri, enerji verimli aydınlatmalar ve yeşil çatı uygulamaları, çevresel sorumluluk bilinciyle yürütülen sürdürülebilirlik stratejilerinin bir parçası.
Bu vizyonu sayesinde Galataport İstanbul, 2021’de MedCruise “Çevresel Sorumluluk Ödülü”, 2020’de “Pandemi Sürecinde Sektöre En Yüksek Bağlılık Gösteren Doğu Akdeniz Limanı” ve 2023’te “En Yeşil Yapı / Yapılar Topluluğu” ödüllerine layık görüldü.
Restorasyonla Şehre Kazandırılan Değerler
Galataport İstanbul’un restorasyon çalışmaları kapsamında Paket Postanesi, Merkez Han, Çinili Han ve Karaköy Yolcu Salonu gibi tescilli yapılar, özgün dokularına sadık kalınarak yeniden hayata kazandırıldı.
Bugün bu yapılar; moda, tasarım, mücevher sanatı ve gastronomi alanında seçkin markalara ev sahipliği yapıyor.
Ayrıca, dünyada yalnızca 12 lokasyonda bulunan The Peninsula Hotels markasının 11. oteli de Galataport sahasında yer alıyor. 177 odalı The Peninsula Istanbul, tarihi yarımadaya bakan konumu, açılır giyotin cephesiyle tasarlanan balo salonu ve restorasyon mimarisiyle İstanbul’un lüks turizmine yeni bir soluk kazandırdı.
1848 tarihli Tophane Saat Kulesi de titiz bir restorasyonla yeniden İstanbul siluetindeki yerini aldı. Saat Kulesi Meydanı bugün, Galataport’un kültür sanat takviminin merkezinde yer alıyor.
Kültür, Sanat ve Toplumsal Katkı Merkezi
Açıldığı 2021 yılından bu yana 50 milyon ziyaretçi ağırlayan Galataport İstanbul, yalnızca bir alışveriş veya turizm destinasyonu değil; aynı zamanda bir kültür ve sanat platformu.
Bugüne kadar düzenlenen yüzlerce ücretsiz etkinlik, 2,5 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırladı.
Ayrıca İstanbul Modern ve MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi gibi Türkiye’nin iki önemli sanat kurumuna da ev sahipliği yaparak, kentin kültürel yaşamına kalıcı katkı sağlıyor.
İstanbul’un Global Markası
Bugün Galataport İstanbul, yalnızca İstanbul’un değil, Türkiye’nin dünyaya açılan çağdaş yüzü olarak görülüyor.
Yabancı devlet başkanlarından uluslararası basın mensuplarına kadar birçok önemli ismin ziyaret ettiği proje, 2023 yılında “Türkiye Markası Ödülü” ile onurlandırıldı.
Yıllık 1,5 milyon kruvaziyer yolcusunun İstanbul’a gelmesi beklenirken, Galataport İstanbul’un bölgesel turizme ve ekonomiye katkısının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı öngörülüyor.
Bir Şehir Dönüşümünün Simgesi
CTBUH tarafından verilen “Urban Habitat – Award of Excellence”, Galataport İstanbul’un yalnızca mimari bir başarı değil, kentsel dönüşümde sürdürülebilir bir yaşam vizyonunun simgesi olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Galataport İstanbul, tarihi mirası koruyarak geleceğin şehir yaşamına yön veren örnek bir model olmayı sürdürüyor.