“Her Şey Dahil” Sistemi Tartışılıyor: Turizmde Lüks Tüketim Yerini Sürdürülebilirliğe mi Bırakacak?
Türkiye’nin dünya turizmine kazandırdığı ve yıllardır sektörün temel taşlarından biri haline gelen “her şey dahil” sistemi, artan maliyetler ve gıda israfı nedeniyle yeniden mercek altına alındı.

Otellerdeki açık büfelerde her yıl tüketilmeden çöpe giden tonlarca gıda, hem çevresel hem de ekonomik açıdan ciddi kayıplara neden olurken, sektör temsilcileri sistemin artık sürdürülebilir olmadığını dile getiriyor.
“İsraf ekonomisine dönüştü”
Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Serdar Karcılıoğlu, sistemin artık misafir memnuniyeti kadar, israfı da artırdığını belirtti. Karcılıoğlu, “Tur operatörleri, her şey dahil sistemini daha kolay ve kârlı pazarladıkları için ‘Sistemi bırakırsanız müşteri bulamayız’ diyerek otelcileri baskı altında tutuyor. Bu sistem Türkiye’de artık bir israf ekonomisine dönüştü,” dedi. Gıda maliyetlerinin hızla arttığına ve kalite düşüşüne de dikkat çeken Karcılıoğlu, “Yedi bölgenin ve dünya mutfaklarının temsil edildiği 7+1 A’la Carte restoran konsepti yaygınlaştırılarak hem israf önlenebilir hem de gastronomi turizmi teşvik edilir,” önerisinde bulundu.
Rekabet sınırları aştı
Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB) Başkanı İlhan Arıdıcı da sistemin zamanla amacından saptığını belirterek, “Başlangıçta daha sınırlı olan bu model, otellerin rekabeti yanlış yorumlamasıyla giderek şımartıldı. Bugün lüks içkiler dahil, neredeyse her şey ücretsiz sunuluyor. Bu noktada otelci bunun altından kalkamıyor. Mevcut koşullarda bu sistem sürdürülebilir değil,” dedi. Arıdıcı, sektörün sistemin geleceğini birlikte planlaması gerektiğini vurguladı.
Sıfır Atık Modeli: Geleceğin Her Şey Dahili
“Her şey dahil” sistemini Türkiye’ye kazandıran isimlerden biri olan Dr. Cem Kınay ise günümüz koşullarında sistemin tamamen kaldırılması yerine, “Sıfır Atık Her Şey Dahil” modeline evrilmesi gerektiğini savundu. Kınay’ın önerileri şu şekilde:
- Açık büfelerde porsiyonlar küçültülmeli, sipariş üzerine servis modeliyle israf azaltılmalı.
- Misafirlerin geri dönüşüm süreçlerine katılımı teşvik edilmeli, “atığını kendin ayır” uygulamalarıyla farkındalık artırılmalı.
- Yerel tedarikçilerle çalışılarak tek kullanımlık plastikler terk edilmeli, ambalajsız ürün tercih edilmeli.
- Su dolum istasyonları gibi çevre dostu çözümler yaygınlaştırılmalı.
- Otellerin aylık atık oranları şeffaf şekilde misafirlerle paylaşılmalı, sürdürülebilirlik sertifikaları alınmalı.
Yeniden tanımlama şart
Sektör temsilcileri, tur operatörlerinin talepleri ve turist alışkanlıkları nedeniyle “her şey dahil” sisteminin tamamen terk edilmesinin kısa vadede zor olduğunu kabul ederken, sistemin yeniden tanımlanarak daha çevreci ve sürdürülebilir bir modele dönüştürülmesi gerektiği konusunda hemfikir.
Turizmin geleceği açısından hem doğaya saygılı hem de ekonomik gerçeklerle örtüşen modellerin önem kazandığı bu dönemde, “her şey dahil” sistemin yeni bir evreye geçmesi kaçınılmaz görünüyor. Peki, turizmde lüks tüketimden sürdürülebilirliğe geçiş nasıl yönetilecek? Bu sorunun yanıtı, sektörün birlikte atacağı adımlarda gizli.